Hayatımız boyunca tüm öğretilerimizde annemizden babamızdan öğretmenlerimizden herkesten hep mükemmel olmaya giden bir yolda ilerletiliyoruz. hep mükemmellik hep güçlü olma, korkma, ağlama, ezilme, onu yap bunu yapma, o kötü bu iyi.
Eee peki hep iyilerle güzellerle doğrularla karşılaşmak kader mi şans mı?
Bir de işin şu tarafı var, yaradan beni mükemmel yapmak isteseydi yapamaz mıydı? eeh madem böyle yaratılmışım o zaman ben korkularımla, zaaflarımla, ezikliklerimle de ben olmuyor muyum?
Ne dersiniz? bunlardan neden vazgeçmeye çalışıyoruz ki?
Biraz bırakın kendinizi, maskeleri çıkartın ve kendiniz olmayı deneyin haydi:):):)
Hayat emin olun bunlarla da çok güzel…
Japonya seyahatlerim benim için daima hayat denen okulun en öğretici sınıflarından biri olmuştur.
İşte beni ben yapan zaaflarımın, korkularımın, yanlışlarımın da benim parçam olduğunu öğreten bir mabedi anlatmak istedim bu sefer size.
Japonya’nın başkenti Tokyo’ya 2,5 saat mesafedeki Unesco’nun Koruma Mirasında yer alan önemli mabedlerinden biridir Toshogu Mabedi. Tokugawa Şogunluğunun kurucusu Ieyasu’ya adanmış bir Şinto-Budist Mabedidir. Aslında Mabetler Kompleksi demek daha doğru olur. Girişte Omote-Sando bulvarından tapınağa doğru çıkılıyor. Bulvarın üzerinde Ieyasu’nun sadık hizmetkarı Matsudaira Masatame’nin heykeli var. Matsudaira 20 yılını bu tapınak kompleksinin yapımına adamış. 64 km’lik yola büyük kısmı günümüze kadar gelen çam ağaçlarını dikmiş. günümüzde sağlam kalan bölümde 13bin ağaç var ve sponsorlarca koruma altında.
Asya Burçlar kuşağının 12 simgesi ve Tokugawa hanedanlığının simgesi gülhatmi arması ile dekore edilmiş 5 katlı Pagoda’dan hemen sonra NIYOMO kapısından giriyoruz.
Budist inanışından gelen KÖTÜ OLANI DUYMA- GÖRME ve SOYLEME’yı temsil eden artık Nikko’nun da sembolu olmuş 3 maymun kutsal beyaz atın ahırının duvarlarında yer alıyor.
Festivallerde Ieyasu’nun giydiği kostumlerin saklı olduğu depo ve hemen sol tarafında kütüphane binası kompleksin diğer binalarından. ancak burada ilginç olan bir figür gözümüze çarpıyor. Japonya’da hiç fil olmadığı için filin neye benzediğini hayal ederek tahminle yapılmış 2 fil figürü oldukça ilginç.
Aynı Müslümanlık’taki abdest ve Hristiyanlık’taki vaftiz ya da su ile arınma ibadetleri gelenekleri gibi budist-şinto inancı gereği tapınağa girmeden su ile temizleniyoruz. Tanrılarla karşılaşmadan onların huzuruna çıkmadan önce temizlenmek arınmak gerekir.
Bronz bir Tori kapısından geçtikten sonra karşımızda ünlü Yomeimon Kapısı. Ya da Japonca adıyla “Higurashi-no-mon”. Japonyanın Ulusal Hazinesi de ilan edilmiş olan Güneş Işığı Kapısı. kelime olarak “gün batımına kadar bakmaya doyamayacağınız” anlamına da geliyor. kapının sağında ve solunda 500 hayvan figürü mevcut. ejderha, anka kuşları, aslan, kaplan ne ararsanız.
Tapınak hakkında esas ilginç bir hikaye; Yomeimon Kapısı ile ilgili. Geçide ulaştığınızda, geçidi tutan iki direkten birinin baş aşağı olduğunu göreceksiniz.
Acaba bir heykeltraş hatası mı dersiniz? Aslında hep hatırlamamız gereken bir durum…
Japon batıl inançlarına göre; MÜKEMMELLİK GERİYE GİDİŞİN, AZALIŞIN BAŞLANGICIDIR; mükemmel olan her şeyin ise tanrıları kızdıracak ve onların yıkımına yol açacağını söylenmiş olmasıdır. Böylece sütunlar, mabedi ‘KUSURLU’ tutmak için kasıtlı olarak baş aşağı yerleştirilmiştir.